Online Üyelik
HEKİMSEN | Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası
Türk Tabipleri Birliği başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın terör örgütünün haber platformunda yaptığı açıklamaya dair diğer hekim sendikaları ve katılımcıların da olduğu Ulusal Kanal'daki programda Hekimsen Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Adil Kurban'ın yaptığı konuşma.
Hekimsen Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Adil Kurban Ulusal Kanal'da TTB başkanının yaptığı açıklamalar hakkında diğer hekim sendikaları ve katılımcılar ile birlikte değerlendirmelerde bulundu.
- Bu tepkiler giderek daha da devam etmeli mi? Süreç nasıl işlemeli bu noktadan sonra? (TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın yaptığı açıklamalar hakkında)
Şimdi efendim, öncelikle ben de bütün seyircilerimize iyi akşamlar diliyorum. Ulusal Kanal'a ayrıca teşekkür ederiz. Çünkü başlıca da esas olarak da hekimleri temsil eden sendikaları davet edip fikirlerini aldığı için ayrıca teşekkür ediyoruz.
Bu bahsettiğiniz soru aslında hukuki bir konu. Olayın idari boyutu var, cezai boyutu var. İdareciler, yöneticiler nihayetinde bu konularda önlem alacaklar. Bu olay kabul edilebilir bir olay mı? Değil. Bunu TTB ilk kez de yapmıyor. TTB maalesef bunu zaten devamlı yaptı. TTB bugüne kadar her zaman PKK ile neredeyse kol kola çok kez bulundu. Bunu zaten biz gördük. Biz hekimler dolayısıyla da TTB'den uzaklaştık. TTB bir anayasal örgüttür. Bir meslek örgütüdür. Bu meslek örgütünün, mesleğin terbiyesi ile de alakadar olması gerekir. Mesleğin geleceği ile, mesleğin işleyişiyle işlevselliği ile alakadar olması gerekiyor. Bu bir meslek örgütü yani ve üstelik anayasal bir meslek örgütü. Bu çok çok önem verdiğimiz bir şey. Üye olacağımıza, olmadık. Neden olmadık? Çünkü siyasi nazarda TTB'nin yanında bulunmadık yani. Çoğunlukla da dışarı çıktık, kabul etmedik, dışarıdan konuştuk. Zaten seçimlerde de kazanmaları bazı faktörlere bağlı. Şimdi ben burada buna girmeyeyim. Bunları biz biliyoruz, meraklanmasınlar. Aslında bu, aldıkları "en son" başarıydı diyebilirim son seçimler. Bizim de kuruluş nedenimiz aslında TTB değil ama artık TTB de bundan sonraki faaliyet alanlarımız içine sendika olarak girdi.
"Bu, aldıkları "en son" başarıydı diyebilirim son seçimler için. TTB de bundan sonraki faaliyet alanlarımız içine sendika olarak girdi.
İster TTB başkanı şu anda görevden alınsın, bir başkanın gitmesi ile de ne değişir bilemiyorum, umarım değişir, ister TTB örgütü tekrar seçime gitsin çok fazla bir şey değişecek midir? Bilemiyorum.
- Değişmeyeceğini neden düşünüyorsunuz?
Şimdi efendim, şöyle TTB'nin seçim tüzüğünde olan şey: Bir kere seçimi almakla TTB ile ilgili bütün iradeyi temsil edemiyorsunuz. Delegeleri mesela, o seçimde seçilmiyor. Bunun gibi bazı seçimle alakadar problemleri var. Bu problemlerden ötürü bir seferde TTB'nin bütün yapısını değiştirmeniz çok zor. Bunun bir kere değişmesi gerekiyor, TTB ile ilgili seçim yasasının değişmesi. Hemen, bir seferde bu iş olmaz. Mesela şimdi biz bir buçuk yıl sonra evet, yavaş yavaş başlayacak seçimlere artık Hekimsen olarak da arkadaşlarımızı teşvik edecektik belki ama şu anda baktığım zaman, bir anda olduğu zaman hakikaten hekimlerin beraber karar vermesi, mesela şu üç sendikanın, en azından şu üç sendikanın beraber hareket etmesi gerekiyor. Tabi bu da mümkün olabilecek mi? Bilemiyorum. Umarım olur.
Biz şimdi esas bir meseleye gelelim. TTB başkanının açıklaması neden bu kadar önemli? TTB neyi ifade ediyor? TTB eğer hekimleri ifade ediyorsa ki hani tamamen etmiyor, çoğunlukla da etmiyor. Ama ediyorsa, hekimlerin adını kullanarak siyasi bir yaklaşımda bulunuyorlar. Bizim bütün hakkımızı adeta siyasete harcıyorlar. Biz haklarımızı alacağımıza, sağlık sistemini düzenleyeceğimize ideal hale getirilmesine hizmet edeceğimize; en güzel hizmeti milletimize, vatanımıza, devletimize vereceğimize bununla uğraşamıyoruz, siyasetle uğraşıyoruz. TTB'nin siyasi anlayışı ile uğraşıyoruz. Her şeyi bir kenara bıraktım, Ahmet Erçek Bey'in dediği gibi: Ya hakikaten, senin orada ne işin var? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, askeri bu kadar aciz midir? Neden bunu söylüyorum? Bizim nispeten zayıf olduğumuz askeri dönemler var. Yani biz İHA kullanamıyorduk, SİHA kullanamıyorduk, karada gitmek zorundaydık. Mayınlarla çok ciddi uğraşmak zorundaydı bizim askerimiz. Yani çok büyük mücadeleler verdi. Fakat o dönemde kullanmadıysak biz kimyasal silahı şimdi bu kadar güçlü silahlar varken kimyasal silah mı kullanacağız? PKK'nın tek düşmanı biz miyiz? İran var, PKK kendisi bunu yapabilir yani bir de o var. Irak var, Suriye var. Yani "Türk askeri bunu yaptı" iddiası, hele ki TTB başkanı tarafından yapılması çok çok üzücü. TTB başkanının bu kadar ciddi sesinin algılanmış olması öyle ki Cumhurbaşkanı nezdinde bir cevap bulması, bütün basın yayın tarafından cevap bulması, böyle bir durum, hekimlerin Türkiye'de aslında ne kadar etkin bir erk olduğunu, kusura bakmayın, gösteriyor.
Biz bunun için sendikamızı kurarken, Hekimsen sendikasını siyaset üstü bir zeminde kurduk. Tüzükle değiştirilemiyor bu, hiçbir şekilde siyasete girmiyoruz. Ama tabii, sağlık politikaları hariç. Ama bunun içine de herhangi bir siyaset girmiyor, giremez. Bilimsellik, deontoloji, vicdan ve rasyonellik bizim yöntemimiz. İşte bu şekilde de hekimler kendilerini ifade etmeye başladılar. Hekim sendikalarının kurulmasına sebep olan - öyle adlandırılıyor - sendika Hekimsen'dir. Bu şekilde de biz kendimizi artık ifade etmeye başladık. Biz kendi hakkımızı artık istiyoruz. Biz PKK'nın hakkını aramıyoruz yani kusura bakmasın kimse. PKK'nın hakkı aranacak bir hak da değildir. Biz onu arayacak da değiliz!
Biz PKK'nın hakkını aramıyoruz yani kusura bakmasın kimse. PKK'nın hakkı aranacak bir hak da değildir. Biz onu arayacak da değiliz!
Olayı derlersek, bunun sıkıntısını artık başta hekimler çekiyor. Hekimlerle alakadar sivil toplum örgütü diyelim. Başkanı, siyasi görüşü ile yaptığı ve sürdürdüğü bir iftira. Temsil ettiği bir kitle, ayrı bir kitle ve bunu da buraya yansıtması nedeniyle hekimler çok ciddi sıkıntı içine giriyorlar. Hekimler maalesef değişen sağlık sistemi içerisinde, gelişen sağlık sistemi içerisinde birçok haklarını kaybettiler, özlük haklarını. Öyle ki bu hak kayıpları, bize yapılan - bürokratik bir olay olarak bunu algılayalım - haksızlıklar, süreç içerisinde artık bizi öyle bir hale getirdi ki, sendika kurduk. Çünkü bizi temsil eden kimse yoktu. Türk Tabipleri Birliği denilen örgüt ortada yok. Başka da kimse yok. Bizi temsil eden hiç kimse yok. İşte bunun için sendika kurduk. Çaresizlikten kurduk yani biz bu sendikayı.
Biz aktif çalışan hekimleriz. Ben şahsen öyleyim, bütün yönetim kurulumuz öyle, disiplin kurulumuz öyle, temsilcilerimiz öyle. Aktif çalışan hekimken biz bu işi yapıyoruz. Çok da yoğun bir işimiz var. Burada benim anlatmak istediğim şey şu: İşin merkezinde, ister bunu bakanlığa sızmış FETÖ'cüler yapıyor deyin, ne derseniz deyin. Birileri bizi çok fena rahatsız ediyor. Yani mesela bir yönetmelik çıkıyor, yönetmelikte ek ek yönetmelikler yapılması gerekiyor, yönetmelik düzeltilmesi gerekiyor. Hepsi de sanki tahrik etmek için yapılıyor. Mesela üniversitede SBA kadroluya ek ödeme, teşvik ödeme neredeyse verilmezken üniversite kadrosunda olana veriliyor, mesela diyelim. Mesela 1. basamağa verilmiyor, 2. basamağa veriliyor. Efendim 2. basamağa farklı farklı veriliyor. Birine az veriliyor, birine çok veriliyor. Bir uzmana şunu veriyor, öbürüne bunu veriyor. Hekime vermiyor, öbür tarafta hekim olmayana veriyor. Bu sefer onlar da herkese veremiyor çünkü her üniversitede tıp fakültesi yok. Bunun gibi bir sürü bürokratik uygulama hatası.
Aslında bizi dinlemediklerinden bu oluyor. Geri bildirim mekanizmaları çalışmıyor adeta. Dinlemiyorlar. Bakın mesela Hekimsen 20 Bin civarında hekimi temsil eden bir gruptur. 20 Bin kişiyken biz kendimizi bakanlıkta temsil edemiyoruz. Hiçbir basın yayında kendimizi ifade edemiyoruz. Üç ayda bir hakkımızda kötü haberler yapılır. Hekimler çok bunalmış durumdalar. Bakın hekimler hizmet vermek istiyorlar, vermek istemiyor değiller. Biz bu milletin evladıyız. Artık lütfen bunu bir anlayın, herkes bir anlasın. Ama biz adalet, mümkünse de bütün herkesin adaletli bölüşümünü istiyoruz ve hiçbir şekilde muhatap alınmıyoruz.
Bu nedenlerle, dolayısıyla verdiğimiz bütün yanıtlar TTB ile sanki örtüşüyor gibi. Biz bir şey diyoruz, onlar bir şey diyor, ikimiz de karşı tarafta bir şeyler diyor gibi görünüyoruz. Değiliz, biz bu taraftayız. Biz milletimizin, devletimizin tarafındayız. Lütfen bunu herkes bilsin. Biz hakkımızdan başka bir şey istemiyoruz ve bilimsel doğrultularla istiyoruz, bilimsel gerçekler ölçüsünde istiyoruz. Lütfen herkes bunu bilsin. Bakın TTB başkanının bir lafının, mantık sürecinde de bir yeri yok, yani mantıklı düşündüğümüz hiçbir süreçte bu yer alamaz. Bu şekilde bir iftirayı ve bu şekilde bir lafı hiçbir hekim kabul etmez. Bırakın Hekimsen sendikasını. Ben o sırada çok aktif poliklinik yapıyordum. Sonradan bana arkadaşlar haber verdi "Ne yapalım" diye. Apar topar "Ne yapıyoruz? Daha cevap vermediniz mi?" diye yakamıza yapıştı üyelerimiz. Bizim hekimlerimiz böyle. Hiç kimse bunu kabul etmiyor. Bir kere herkesin içi rahat olsun. Biz vatan haini falan değiliz, biz bu vatanın evladıyız tekrar söylüyorum.
Taleplerimiz de haklarımızdan başka bir şey değil. Ne bir kuruş fazla, ne bir kuruş az. Malpraktisle alakadar, sağlıkta şiddetle alakadar, uygulamalarla alakadar, ek ödeme yönetmeliği hatalarıyla alakadar yani bu kadar hata yapma gereği yok. Bıraksınlar biz yapalım bari yani bu kadar basit bir şeyi yapamıyorlarsa. Bürokratlar için söylüyorum. Yani rica ederim.
Sendika olarak da yapıcı bir yapımız olduğunu, bütün sendikaların da keza bizim hekim sendikalarının da böyle olduğunu düşünüyorum. Beraber iş birliğimizi de TTB ile alakadar süreci de gelecekte çok iyi yürüteceğimizi görüyorum. Beklenmeyen hızlı bir hareket de idari olarak bu gerçekleştirilirse mantıklı bir zemin üzerine lütfen yapılması gerektiğini, Türk Tabipleri Birliği'nin seçim tüzüğünün, yönetmeliğinin de değiştirilmesi gerektiğini buradan hatırlatayım. Çok daha demokratik olması gerektiğini ve bu demokratik yolla da hekimlerin kendilerini çok daha haklı ifade edebileceğini, ülkesine milletine çok daha menfaatli olacağını biliyorum.
Teşekkür ediyorum.
Anahtar Kelimeler: Ttb Açıklaması, Ttb Terör, Ttb Hekimsen, Türk Tabipler Birliği Açıklaması, Türk Tabipler Birliği Başkanı, Ttb Şebnem Korur Fincancı, Şebnem Fincancı, Ttb Basın Açıklaması, Ttb, Türk Tabipler Birliği, Ulusal Kanal Ttb, Ulusal Kanal Hekimsen, Ulusal Kanal Adil Kurban
Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları
Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası
2025 © HEKİMSEN | Artık Hekimsen Var
AllJect Design & Development & SteelSoft | Developed with for HEKİMSEN